KIYAMETİN SIFATI, CENNET VE CEHENNEM BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
37 - (2796) حدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
حدثنا أبي. حدثنا
شعبة عن
عبدالحميد
الزيادي؛ أنه
سمع أنس بن
مالك يقول:
قال
أبو جهل:
اللهم! إن كان
هذا هو الحق
من عندك فأمطر
علينا حجارة
من السماء أو
ائتنا بعذاب أليم.
فنزلت: {وما
كان الله
ليعذبهم وأنت
فيهم وما كان
الله معذبهم
وهم يستغفرون*
وما لهم ألا
يعذبهم الله
وهم يصدون عن
المسجد
الحرام} [8
/الأنفال /33 و-34]
إلى آخر الآية.
{37}
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî
rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be,
Abdû'l-Hanıid Ez-Ziyâdî'den rivayet etti. O da Enes b. Mâlik'i şunu söylerken
işitmiş.
Ebû Cehl:
— Allahım! Eğer bu senin
tarafından gelen hak (din) ise, bize gökten taş yağdır. Yahut bize acıklı bîr
azab getir, dedi. Bunun üzerine şu âyet indi:
«Halbuki sen içlerinde
iken Allah, onlara azab edecek değildi. İstiğfar ettikleri sürece de Allah
onlara azab edecek değildir.
Şimdi ise Allah'ın
kendilerine azab etmemesi için neleri var ki? Oysa Mescid-i Haram'dan
menediyorlar. Üstelik onun hizmetine ehil kişiler de değiller. Çünkü onun hizmetine
ehil olanlar ancak müttakilerdir. Lakin çoğu bunu bilmezler..» [Enfal 33 ve 34 ]
İzah:
Bu hadîsi Buhârî Enfaî
Sûresinin tefsirinde tahric etmiştir.
Bazı rivayetlerde bu
sözü Nadr b. Hâris'in söylediği bildirilmiştir. Maamafih rivayetler arasında
mûnafaat yoktur. Çünkü aynı sözü ikisinin de söylemiş olması mümkündür.
Filhakika Nadr b. Haris, İrân'a gitmiş, onların kıralları Rüstem ve
isfendiyar'a dâir bir şeyler öğrenmişti. Dönüşte Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in Allah tarafından gönderildiğini ve insanlara Kur'ân okuduğunu
işitince Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bulunduğu meclislerde o da
İran'a öğrendiklerini hikâye eder. Sonra : Hangimiz güzel kıssa anlatıyor? Ben
mi? Muhammed mi? diye sorarrnış. Bundan dolayıdır ki, Bedr'de esir alındığı
vakit Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun boynunun vurulmasını emir
buyurmuş ve öldürülmüştür.